Sen istençli yalnızlığının bedelini öderken gelecekte, o günlerde ben odanın penceresine geçip tırnaklarımı yiyerek izleyeceğim seni. Tırnaklarımı kemire kemire hepsini bitirdim, artık ne ruhumu parçalayabilirim ne de sevişirken sırtını tırmalayabilirim.
Sana ödetmek istediğim o kadar çok bedel var ki aslında. Korkuyorum dillendirirken hangi esaret zindanlarının zincirleri acıtacak ruhumu diye. Gözyaşlarım artık kana bulanmış. Ruhumun susuzluğuyla kapını çalsam Tanrı misafiri der bir tas gözyaşını helal eder miydin bana? Ettin aslında. Hakkını yememeli, cehennemde zebanilere hesabını veremem yoksa. Ama ne altın taslarında sunduğun gözyaşlarının anlamı kaldı bugünlerde, ne de alkolün etkisiyle attığımız sebepsiz kahkahalarımızın ve danslarımızın…
Ben korkusuzca korkularımı daha anlatmadan sana, korktuğumu hissedince korkarak kaçtın benden. Hangi maskeleri takarak oynamıştın bana? Korkarım sen artık son yalnızlık hikâyem olacaksın benim için. Erkeklerle ilişkinin karakteri bozduğunu bir kez daha midem bulanarak fark ettim. Oysaki ne umutlarım vardı içimde bize dair. Ben olmayı başaramadan biz olmayı başarmıştım hayallerimde. Bize dair ne mutluluklar vardı yaşanmamış. Adını koymaya dahi cesaret edemediğimiz ne yetimler vardı bizim kerhanelerimizde doğan. Hangi orospuluğumuzda memelerimizle beslemiştik o yetimleri? Bizi kirleten insanlar derken, insanlara kaçarken görüverdim seni. Safralarını tek benim yanımda döktüğünü sanırdım. Belki de aşk kancalarındı onlar senin; her kaybolmuşa, her yaşayan ölüye takarak aşk denizinden kurtarmaya çalıştığın. Sahi, ne yaptın beni sen? Gırtlağımdan kancalarını çıkartıp tekrar denize mi attın? Oysaki benim etim tatlıydı, oysaki benim etim yumuşaktı. O denizde gırtlağımdaki yarıkla çok daha derinlere batar oldum şimdilerde.
Sen yine yukarıda, her şeyin en tepesinde, tüm bu olan bitenden bihaber sırça köşkünün içinde yaşamaya devam ediyorsun, değil mi? Her gün güneşin doğduğu yalanıyla ısınmaya çalışırken sen, hiç düşündün mü benim donarak ölebileceğimi? Aklına geldim mi hiç?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder