23 Aralık 2009 Çarşamba

AMEN

Hadi bana bütün ıstıraplarını yükle,

Olmayan şey olana ne vakit yüklenir oldu ki?

Desen de...

Istıraplarım yoksa duygularım da mı yoktur yoksa?

Bilse, konuşsa veya sorsa

O zaman ne değişirdi ki hayatlarımızda? Zaten acıyorduk ki

Metafizikî adamlar gibiyim!

İnsanım etten ve kemikten oysa ki - bırakalım bu yalanları

Kesmişlerdi kollarını ve budamışlardı ruhunun dallarını,

Oysaki daha derinden kesmeliydi jiletle bileğini o,

Yahut dinlemeliydi Kitab-ı mukaddesteki şu sözleri:

İnsanoğlu acı çekmeli, reddedilmeli, öldürülmeli ve üçüncü gün

dirilmelidir (8:31)

Rab'bı bilmek için önce kendini bilmeliydi herkes.

Ya ağacı iyi, meyvesini de iyi sayın; ya da ağacı kötü, meyvesini

de kötü sayın. Çünkü her ağaç meyvesinden tanınır.

Dese de, ben köksüz... Âdem’i cennetten kovduran incir ağacı

gibiyim...

Anam yahut babam çıksın ve söylesin,

Hayatımızda güzel olan her şeyin nedeni olan tohumu benim için

nerede attınız? Söyleyin! Bakayım, büyümüş mü?

Şehvet topuklarınızı kemiren bir orospuyken nasıl yürümeyi

başardınız yıllarca?

Ve kabulleniş kaderi... Sevgi ve korku ile yalınsızlıklarca…

Zaten Tanrı değil miydi bir şeyleri değiştirmemiz için

gövdemizden kendi elleriyle bizi yaran?

Ve bize aklı veren?

Ve dertleri de tabii…

Amin

Amen

Hiç yorum yok: