Istırap tektir. Tıpkı zevkten söz ettiğimiz gibi ıstıraptan da
söz ederiz; ama ancak bizi hükümleri altına almadıkları, artık hükümleri altına alamadıkları zaman. İçimize her girdiklerinde bizde
yeni bir duygunun şaşkınlığını yaratırlar ve onları unutmuş olduğumuzu
kabul etmemiz gerekir. Yenidirler, çünkü biz de öyleyizdir:
her seferinde onlara, hayatın az çok değiştirdiği bir ruh ve
bir vücut veririz. Ama yine de ıstırap tektir. Istırap gibi zevkin de
her zaman aynı olan birkaç biçimini tanıyacağız yalnızca, ve
bunların tutsağıyız. Bunu açıklamak lazım: Sanırım ruhumuzun
sınırlı bir klavyesi var, ve hayat ne yaparsa yapsın, ondan iki üç
zavallı notadan fazlasını çıkaramıyor. Kimi akşamların korkunç
yavanlığını hatırlıyorum, insanın olaylara kendini onlara bırakmak
istercesine tutunduğu akşamları; müzik konusundaki aşırılıklarımı, belki de arzuyu başka bir nitel iğe oturtmaktan başka bir
şey olmayan marazi ahlaki kusursuzluk ihtiyacımı. Kimi gözyaşlarını hatırlıyorum, ortada gerçekten ağlanacak bir şey yokken
dökülen gözyaşlarını; acıya ilişkin bütün deneyimlerimin yaşadığım ilk acının içinde bulunduğunu anlıyorum. Daha fazla ıstırap
çekebildim, yine de başka türlü ıstırap çekmedim; hem, ıstırap
çektiğimiz her seferinde daha fazla ıstırap çektiğimizi sanırız.
Fakat acı bize sebebine dair hiçbir şey öğretmez...
Art niyetim yoktu; olabildiğince az düşünüyordum. Kendimi
tamamiyle çalışmaya verdiğim için çok sevindiğimi biraz da
alayla hatırlıyorum. Uyuşukluk halinden rahatsız olmayan, ama
en ufak bir harekette ürperip titreyebileceği için kımıldamaktan
korkan bir hummalı gibiydim. Sükûnet dediğim buydu. Olacaklara
çok yakınken, içinde uykuya dalınan bu sükûnetten korkmak
gerektiğini sonradan anladım. Rahat, sakin olduğumuzu sanırız, belki de, bizden habersiz, içimizde bir şeye çoktan karar verildiği
için.
Hayatım boyunca arzuyu ve korkuyu birbirine karıştırmıştım; artık
ne birini ne de ötekini hissediyordum. Mutlu olduğumu söylemiyorum:
mutluluğa pek alışkın değildim; sadece, bu denli az altüst
oluşum karşısında serseme dönmüştüm.
Her mutluluk bir masumiyettir. Sizi gücendirmek pahasına,
daima zavallı görünen bu kelimeyi tekrarlamak gerek, zira hiçbir
şey sefaletimizi mutluluğun öneminden daha iyi kanıtlamaz...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder